forum türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

bu site ogun burak çiçekçi tarafından hazırlanmıştır
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 112
Kayıt tarihi : 22/07/08

LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU Empty
MesajKonu: LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU   LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU Icon_minitimeÇarş. Tem. 23, 2008 7:22 am

Sömürgeci ve yayılmacı dış güçlerin işgalini, isyanları, ihanetleri, nice yoksunluk ve güçlükleri göğüsleyerek ölüm-kalım savaşı vererek “yok” tan “var” edilen, yangın kalıntıları ve kül yığınları atılarak tam bağımsızlık, özgürlük ve ulusal egemenlik temelinde kurulan yepyeni lâik Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek doğum günü 23 Nisan 1920’dir. Dinsel ağırlıklı aile yönetiminin sömürge durumuna düşürdüğü Türkiye topraklarında kul-köle, tebaalıktan onur ve erdem saydığımız hak ve özgürlükleriyle nitelikli bireyliğe yükselen insanımız, ümmet durumundan ulus düzeyine yücelen toplumumuzla, anlayış, kural ve kurumlarıyla yepyeni bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti, ******’ün anlatımıyla “Temeli kültür olan en büyük Türk devrimidir, kimsesizlerin kimsesidir.”

Demokrasinin yaşama geçmesi ve yönetimdeki adı olarak niteliği Cumhuriyetimizle onurumuzun korunduğunu belirten ******, sonsuza değin bağımsız yaşatılması için Türk Gençliği’ne (kendini genç bilen her yaştaki Türk yurttaşına) emanet ettiği bu görkemli yapıyla ulusun esenliğini, gönencinin, mutluluk ve başarısını amaçlamıştır. Hiçbir dayatma olmadan düşünce ve eylem izlencesini ulusuna güvenerek, onun sevgi ve saygısını kazanıp, evre evre, aşama aşama onunla birlikte gerçekleştirerek Türk Mucizesi’ni yaratmıştır. Ulusumuz için yaşamsal olan ilkelerini somutlaştıran Türk Devrimi’yle zamanının en saygın devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin, Müdafaa-i Hukuk ruhuyla Kuva-yi Milliye ateşinin özgün ve kutsal sonucudur. Tam eşitlikçi yurttaşlar düzeni ve tam bir halk demokrasisi olarak yasal bağlamda açıklanması, 1.maddesi “Egemenlik bağsız-koşulsuz Ulusun olup Ulus bu hakkını kendisi kullanır” ilkesini içeren 1921 Anayasası’nın (ki devlet kurulmadan, Osmanlı Devleti İstanbul’da sürerken TBMM’nde kabul edilmiştir.) 28-29 Ekim 1923 gecesi ****** ve İnönü tarafından kararlaştırılan değişikliğinin önce CHP Grubu’ndan sonra TBMM’nde benimsenmesiyle olmuştur. Bu açıklama, dünyaya yapılan bu duyuru ulusal bir bildirgedir ve 23 Nisan 1920’deki kuruluşun tamamlanmasıdır. Başka bir anlatımla 23 Nisan 1920’de doğan çocuğun 29 Ekim 1923’de adının konulmasıdır.

Namık Kemal’in şiirlerinde en büyük değerimiz olarak yinelenen “Vatan”, ****** ve arkadaşlarının, sınırları Lozan Barış Antlaşması’yla kesinleşen yurdu kazandırmasıyla belirgin olmuştur. “Türk” adının kullanılmayıp yadsındığı, “Ulus” kurumunun asla düşünülmediği çok dilli, çok dinli, çok ırklı ve çok hukuklu bir karmaşık yapıdan, uygarlıkları dışlayan bir koyu karanlıktan Türkiye aydınlanmasıyla sonsuzluğa yelken açılmıştır.

Özellikle 1950’den sonra Köy Enstitüleriyle Halkevlerinin kapatılması, köktendinciliğe ve dinci eğitime ağırlıkla ödünlerin verilmesi nedeniyle niteliklerini yitirmeye başlayan Türkiye Cumhuriyeti, son yıllarda ekonomik, siyasal, hukuksal ve toplumsal kimi büyük sorunlarla karşıkarşıyadır. 22 Haziran 1919 günlü Amasya Genelgesi (Anadolu ihtilâli bayrağını açan kutsal bağımsızlık bildirgesidir)ndeki “Bu Ulusun bağımsızlığını yine bu Ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.” İlkesi, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla amacına ulaşmıştır. Ulusun istenciyle yürürlüğe konulacak Anayasa ve yasalarla uygulanacak yaptırımlar böylece gerçek kaynağına kavuşmuştur. 1950’lerde çoğunluk diktasına dönüşen sakıncalı oluşumların ulusal egemenlikle bir ilgisi yoktur. İnsan hakları konusunda özensiz, duyarsız olan çoğunluğun, bu kapsamdaki hak ve özgürlükleri sınırlayıp kaldırma yetkisi yoktur. Cumhuriyet, Türk Ulusunun yapısına en uygun yönetim biçimidir. Bu nedenle ******; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk Ulusu denir” sözüyle doğal ve tarihsel bir gerçeği vurgulamış, en anlamlı biçimde ortaya koyarak tüm olumsuz girişimleri karşılamıştır. ******’ün kaynağı ve önderi olduğu Türk Devrimi’yle saygın, onurlu, örnek Cumhuriyetin borç almayıp borç ödeyen, lirasının değeri dolara eşit, enflasyon ve devalüasyonsuz, yabancıların elindeki kuruluşları millileştiren, yurdun her yerini bayındır kılan devirgenliğiyle bugün hepimizi derinden üzüp yaralayan ekonomik buhran, siyasal bunalım gözetilirse nerden nereye geldiğimiz daha iyi anlaşılır. Sorumluların gündem değiştirerek kurtulmak istedikleri yaptırımlar, ulusun vicdanında gereken yerini bulacaktır. 1919-1922’de Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran, bir yılda Cumhuriyeti kuran, 1923-1938’de 10. yıl marşı’ndaki kazanımları sağlayan 19 Mayıs 1919 yürüyüşü, tarihimizin en büyük olayıdır. Köktendincilik, etnik bölücülük, ırkçılık ve kimi sapkınlık ve kötülüklerle nitelikleri gölgelenen Cumhuriyetimizi 1930’larda 150’den fazla Alman bilim adamının sığındığı özüne, gerçek kimliğine kavuşturmak hepimizin sorumluluğundadır. Tembellikten, ilgisizlikten, tepkisizlikten, çıkarcılıktan, partizanlıktan kurtulup ahlâk, adalet ve bilimle yaraşır olduğumuz düzeye gelmek zorundayız.

Gözde dostların, içimizdeki kimi sapkınlarla kimi işbirlikçilerinin oyunlarını, dayatmalarını ve engellemelerini ancak böyle soylu tutumlarla bozabiliriz. Böylece 23 Nisan 1920 ruhunu yansıtır, yaşatır ve yıkıcılıkları önleyebiliriz. Bize bizi veren, bize yurdumuzu bağışlayan, bizi aydınlığa çıkararak ulusal kimliğimizle donatan ****** ve arkadaşlarını yürekler dolusu saygıyla anıyoruz. Ulusal kimliğini yadsıyanın yurttaşlık savında bulunamayacağını bilerek ve uzak-yakın çevremizde geçen acı olayları izleyerek barışın ve cumhuriyetin değerinde birleşmeliyiz. Türkiyemizle özdeşleşerek kurumlaşan, erdem ve ilkeler anıtı ******’te ve ilkelerinde yoğunlaşarak yarınlara koşmalıyız. Saltanatı kaldırmak, Osmanlı ailesini yurt dışına çıkarmak, hilâfete son vermek, her alanda devrimleri birbirine ekleyerek yaratıcılıkla çağdaşlığın olanaklarını edinmek, günümüz ortamı gözetilirse inanılması güç, kıvanç verici olgulardır. AB üyeliği oyalamasıyla Batı'nın kuşatma ve dayatmaları karşısında eşit katılım önerisine önem vermeyen ödüncülerin çabaları, Cumhuriyetin nitelikleri Ulusal egemenlik ve uluslararası egemenlik konularında yeni tartışmalar açmaktadır.

Cumhuriyetin temel kurumu yasama organını varlığının anlam ve amacına uygun çizgide özlenen yere gelmesini diliyoruz. Ulusal egemenliği yasama alanında Türk Ulusu adına kullanan TBMM’nin ******’ün meclisi olduğu unutulmadan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumarsivi55.yetkin-forum.com
 
LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞU
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
forum türkiye :: ::.TARİH::GENEL::KÜLTÜR::. :: cumhuriyet tarihi-
Buraya geçin: